Kaygı ve kaygının alt türleri ile başa çıkabilirsiniz.

Kaygının 2 Dostu: Korkuyorum, Yapamayacağım

Kaygı.. İnsan doğası gereği birçok duyguyu içinde bulundurur. Duygular kişilerin kendisi ve çevresi ile olan ilişkilerindeki uyum sürecinde destekleyicidir. Kişiler genellikle davranışlarını duygu ve düşüncelerine göre şekillendirir. Evrensel olarak kabul edilen temel duygular; mutluluk, üzüntü, korku, iğrenme, öfke ve şaşkınlık olarak adlandırabilir. Duygulara göre hareket etme kişileri bazen tehlikelerden korur bazen de eyleme geçmelerine ket vurabilir.

İki farklı durumu ele alalım; başarılı olmasını kıskanıyorum/imreniyorum, mutlu/huzurlu ailesinin olmasını kıskanıyorum/imreniyorum. İlk durumda kişinin yetenek ve becerilerine yönelik hissedilen duygu görüyoruz. İkinci durumda ise, kişinin dış dünyasına ait bir faktöre karşı hissedilen duygu görüyoruz. Duyguları tanımlama ve ifade edebilme becerisi kıymetli. Aynı zamanda değiştiremeyeceğimiz kontrol edemeyeceğimiz durumları kabullenme eğilimli olma ruh sağlığını olumlu etkilemektedir.

Kaygı ile Gelecek

Kaygı herhangi bir durumun gelecekte nasıl sonuçlanacağı belli olmasa da olumsuz sonuçlanacağına dair hissedilen bir düşünce ya da inançtır. Kaygılı hissetme günlük aktiviteleri etkileyebilir, gerçekte yaşanabilecek bir olumsuzlukla doğru orantılı olmayabilir ve uzun sürebilir. Kaygının fiziksel belirtileri; midede çalkantılı bir his, baş dönmesi, huzursuz hissetmek veya hareketsiz oturamamak, sırt ağrısı, daha hızlı nefes alma, hızlı, güçlü veya düzensiz bir kalp atışı, terleme veya sıcak basması, uyku problemleri özellikle geceleri diş gıcırdatma, sıkça tuvalete çıkma ihtiyacı hissedilir.

Kaygı hissetmenin psikolojik etkileri ise, gergin veya rahatlayamama hissi, en kötüsünü yaşamaktan korkma, endişelenmeyi bırakırsa kötü şeylerin olacağını hissetme, güvence isteme hali, gerçeklikle bağlantının kaybedilmesinden endişelenme, düşük ruh hali ve depresif belirtiler bireyin gündelik yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bireylerin sıklıkla yaşadığı ruminasyon psikolojik rahatsızlığın olup olmaması fark etmeksizin her yaştaki bireyleri etkilemektedir. Ruminasyon kötü deneyimler hakkında çok düşünmek veya bir durum üzerinde tekrar tekrar düşünmek olarak tanımlanabilir.

DSM-5 tanıları ile kaygılarınızı yenelim.

 

Kaygının fiziksel ve psikolojik belirtilerini fark ettik. Bu farkındalıkla ne yapmalıyız, nasıl mücadele ederiz tartışalım. Kaygı ve korku duyguları genellikle karıştırılır. Bunun nedeni fiziksel olarak aynı şekilde hissetme kaynaklıdır. Korku gerçek bir tehlike karşısında duyulan his, kaygı gelecekte olması beklenilen tehlikeye karşı his olarak ayırt edilmektedir. Hissettiğin tehlike durumunu gerçekten yaşıyor musun? Şu an o tehlikenin içinde misin? Yoksa bu olumsuz bir düşünceden ve öngörüden mi ibaret? Kaygı bozuklukları alt türüne göre değişen düşünce yapıları bulunmaktadır.  Yapılması gereken, gelecekle ilgili olumsuz bir inanç ya da düşünce geliştiğinde içinde bulunduğun an o durumun gerçekliğini sorgulamaktır.

Derin nefes alın. Mümkünse pencere veya dışarıya çıkıp hava alın. Şu anda tehlikede miyim düşüncesine odaklanın. Cevabınız hayırsa içinde bulunduğum anda gelecekte olmasından korktuğum olumsuzlukla ilgili nasıl bir önlem alabilirim. Bu düşüncenin gerçekleşmemesi için neler yapabilirim? Sorusunu aklınızda canlandırın. Kendinizden hemen bir cevap almayı beklememelisiniz. İçinde bulunduğunuz anın farkına varmaya odaklanmalı ve yapabileceklerinizi ve yapamayacaklarınızı kabullenmeye çalışmalısınız. Bu yöntemi doğru bir şekilde tekrarlamak endişeli davranışları yönetmeyi kolaylaştıracaktır.

Kaygı Ve Ailesi

Kaygı bozukluklarının birçok alt türü olduğunu bahsetmiştik. Bunların arasından bir tanesini seçerek örneklendirme yaparsak: Sosyal Kaygı (Sosyal Fobi)” yaşayan bireyin birkaç gün sonra performans sergileyeceğini varsayalım. Bireyin düşünceleri arasında küçük düşeceği, fazla terleyeceği, sesinin inceleceği, dinleyen kişilerin ona güleceği ve alay edecekleri olduğunu varsayalım. Bu düşüncelerin gerçekleşmemesi için ne yapılabilir “performansı bireysel olarak gerçekleştirme (alıştırma), mevsime uygun giyim (kapalı ortamda gerçekleşecekse ince giyinme, açık ortamdaysa ceket/hırka giyinip sunum esnasında çıkarma) gibi çevresel faktörlere odaklanma yapılabilir. Önemli olan hissedilen kaygıyla baş etmek için küçük yollar arama çabasıdır. Kaygınızın şiddeti yoğunsa psikoterapi önerilmektedir.

 

Paylaş